Teknoloji Sektöründe Ayakta Kalmak İçin Yenilikçilik ve Uyun Yeteneği Şart
Bain & Company Teknoloji 2020 Raporunu yayımladı. Rapor zaten hızlı gelişen bir sektör olan teknolojinin nasıl daha da fazla hızlandığını anlatıyor
Bain & Company, teknoloji sektörünü mercek altına aldığı “Teknoloji Raporu 2020: Akışı EvcilleÅŸtirmek” baÅŸlıklı çalışmasını yayımladı.
Rapora göre teknoloji ÅŸirketlerinin iÅŸ modellerinin yeni teknolojiler nedeni ile deÄŸiÅŸime zorlanması ihtimali, tarihsel olarak düzenli bir ÅŸekilde bunu yaÅŸayan iki sektör olan perakende ve finanstan daha fazla görülüyor. Teknoloji ÅŸirketlerinde bu ihtimal perakende ÅŸirketlerinden %12, finans ÅŸirketlerinden %25 daha fazla. Rekabette önde kalabilmek için teknoloji ÅŸirketlerinin müÅŸteri, rekabet bilgisi, uygulama hızı, yetenek, satın alma ve birleÅŸme gibi çoklu katmanlarda çaba göstermesi gerekiyor. Bain & Company tarafından ilk kez yayımlanan bu rapor sektördeki deÄŸer yaratımını, rekabet alanlarını ve operasyonel avantaj kazanma fırsatlarını kapsamlı bir ÅŸekilde irdeledi.
Bain & Company Türkiye Finansal Kurumlar Lideri Emre Demircan ÅŸunları söyledi:
“Teknoloji çok fazla ikinci ÅŸansın olduÄŸu bir sektör deÄŸil. Bir teknoloji ÅŸirketinin sektörde geride kalması ne kadar uzun sürerse toparlanma ihtimali de o kadar azalır. Bu bakımdan teknoloji ÅŸirketlerinin sadece birkaç yıl içinde iÅŸlerini farklı kılacak dinamikleri anlayabilmesi çok önemli.”
Raporda öne çıkan ana noktalar:
Teknolojide deÄŸer yaratımı geçiÅŸleri baÅŸaracak ÅŸekilde sürekli yeniden konumlanmayı gerektiriyor
Bulut biliÅŸim olsun globalleÅŸme olsun, birçok teknoloji ÅŸirketinde dönüÅŸüm yeni bir iÅŸ geliÅŸtirme olarak pazarlanır, ama aslında bu ÅŸirketlerin çoÄŸu mevcut iÅŸlerini yeni bir rekabetçi paradigma içinde yeniden konumlandırır. Bu, kulaÄŸa kolay gelebilir, ancak teknoloji pazarları yeni teknolojilerle sürekli alt üst oluÅŸlar ve geçiÅŸler yaÅŸarlar; bu da rekabetin görüntüsünü deÄŸiÅŸtirir. Rekabet stratejisine yönelik toplam hitap edilebilir pazar ve pazar payı gibi yaklaşımlar söz konusu olduÄŸunda bu gerçeklikler kafa karıştırır. Çünkü pazar geleneksel tanımları pek uzun süre benimsemez. Bu bakımdan, teknoloji CEO’larının kendi segmentlerindeki geçiÅŸleri anlamaları ve bunları baÅŸarıyla gerçekleÅŸtirmek için plan yapmaları hayati öneme sahiptir. Teknoloji ÅŸirketlerinin iÅŸ yapma tarzlarının kolayca alt üst olabildiÄŸi ve onarımın zor olduÄŸu gerçeÄŸinden hareket edersek teknoloji ÅŸirketlerinde yönetimin tel üstünde cambazlık yapmak kadar zor olduÄŸunu söyleyebiliriz.
Tahmin edilemeyen olaylarla karşılaşıldığında tedarik zincirinin dayanıklı olması hayati önem kazanır
Teknoloji tedarik zincirleri artan ticari gerilimler nedeni ile zaten baskı altındaydı; ÅŸimdi pandemi koÅŸulları durumu daha zorlaÅŸtırdı. Fiziksel karantinalar ve hastalığın yayılması fabrika üretimlerini sıkıştırırken, nakliyeciler ve tedarikçiler için lojistik bir kâbus yarattı. Pandemi teknoloji ürünlerine yönelik tipik alıcı taleplerinin ÅŸeklini de kısa vadede deÄŸiÅŸtirdi. Evden çalışmaya yönelik donanım üreten ve satanların iÅŸleri artarken, örneÄŸin otomotiv sektörü için teknolojik komponent üretenlerin iÅŸeri azaldı.
Tedarik zincirlerindeki alt üst oluÅŸun sıklığı ve ölçekleri artmaya devam edecek. Bu sorunla baÅŸ edebilmek için tedarik zincirlerinde yeni bir stratejik dengeye ihtiyaç var. DüÅŸük maliyetli ve etkin tedarik zincirleri hâlâ çok önemli, ama bunların dayanıklılık düzeyi daha da önemli hale geldi. Önde gelen teknoloji ÅŸirketleri kaynaklarına ve tedarik zincirlerine daha fazla esneklik kazandırmanın yollarını bulmaya odaklanıyorlar. Tedarik sürecinin kötüye gitmesi riskinin ve bir sonraki kaçınılmaz pazar aksaması geldiÄŸinde ürün akışını koruyabilmenin kazandıracağı rekabet avantajının farkındalar.
Bain & Company teknoloji sektöründe dayanıklı tedarik zincirlerinin beÅŸ ortak özelliÄŸini tespit etti: çevik aÄŸ yapısı, dijital ve güvenli operasyonlar, gerçek zamanlı görünürlük, pratik analiz yetkinliÄŸi ve güçlendirilmiÅŸ bir organizasyon.
Otomasyon maliyetleri azaltmanın çok ötesine geçiyor
Haftalarla ifade edilebilecek bir zaman dilimi içinde otomasyon pek çok yönetici için düÅŸük öncelikli bir konu olmaktan çıkarak kritik misyon haline geldi. Pandemi öncesinde otomasyona daha fazla yatırım yapan ÅŸirketler, bunu yapmayanlara kıyasla kriz döneminde daha iyi bir konuma sahip oldular. Ä°leriye bakan bu teknoloji ÅŸirketleri gelirlerini artırdılar ve tedarik zincirlerinde daha az aksama yaÅŸadılar. Bain & Company’nin otomasyon konusunda yaptığı ankete göre bu ÅŸirketlerde iÅŸgücünün verimi ve talep arttı.
Soruları yanıtlayan ÅŸirketlerin çoÄŸunda otomasyon çalışmaları hızlandırılıyor ve bu alandaki geleneksel engeller azalıyor, ama bugün otomasyon konusunda lider pozisyonunda olanlar buna çok daha önceden baÅŸlamış olmanın avantajını yaşıyor. COVID-19 baÅŸlamadan önce birçok önde gelen ÅŸirket elle yapılan iÅŸlerin %30’unu otomasyona geçirmeyi planlamıştı. Bu oran, otomasyona geçiÅŸ düzeyleri düÅŸük kalan ÅŸirketlerdeki oranın iki ila beÅŸ mislini oluÅŸturuyor.
Gelecek yıl lider ÅŸirketlerin %38’i otomasyona önemli ölçeklerde yeni yatırım yapmayı hedefliyor. DiÄŸer ÅŸirketlerde ise bu oran %22’de kalıyor.
Teknoloji ÅŸirketlerinin yaklaşık %60’ı pandemi döneminden sonra deniz aşırı faaliyetlerinde daha fazla otomasyona gitmeyi planlıyorlar. Bu araÅŸtırılan diÄŸer sektörlerin tümünden daha yüksek bir oran oluÅŸturuyor. Tekrar ofislerde ve iÅŸ yerlerinde çalışma baÅŸlasa bile teknoloji ÅŸirketleri ortalama olarak iÅŸgüçlerinin %38’inin uzaktan çalışmaya devam etmesini planlıyor. Bu da araÅŸtırılan diÄŸer sektörlerin tümünde, finansal hizmetlerle birlikte en yüksek oranı oluÅŸturuyor. Åžirketler bu deÄŸiÅŸimi yaparken rahatlar çünkü otomasyonun insanların evden çalışmalarına yardımcı olabileceÄŸini ve özellikle de finans ekibinin çeyrek hesaplarını kapatması gibi birçok elin devreye girdiÄŸi iÅŸlerde farklı mekânlardan çalışanların hatalarını asgari düzeye indirebileceÄŸini biliyorlar.
Bazı uzmanlar son on yıldır merkezi fonksiyonların tek yerde konsolide edilmesi eÄŸilimi bulunduÄŸunu, ÅŸimdi ise bu eÄŸilimin merkezi fonksiyon çalışanlarının dağıtılması yönünde deÄŸiÅŸmekte olduÄŸunu söylüyor. Bu yeni formatın görünümü bölgeden bölgeye deÄŸiÅŸebiliyor ancak bütün bölgelerde görülen ortak bir tema banka ÅŸubelerinin danışmanlık hizmetleri vermeye odaklanmaları oluyor.
Uzmanlara göre, örneÄŸin, Ä°talya’da ÅŸubenin rolü “bankacılık dükkânından” “ofise” doÄŸru evrim geçiriyor. “Ofis” formatındaki bir ÅŸube müÅŸterilerin düÅŸük katma deÄŸerli iÅŸlemlerinin yapıldığı bir mekân yerine, genel merkez ve ÅŸube çalışanlarının randevularını ve toplantılarını gerçekleÅŸtirmek için kullandıkları bir çalışma yeri anlamına geliyor. Teknolojik alt yapılarını, süreç ve politikalarını buna hazırlayan kurumlar bu dağıtılmış çalışma formatının avantajlarından faydalanabiliyor.
ABD ve Çin arasında yaÅŸanan uzaklaÅŸma iÅŸ stratejilerini derinden etkileyecek
ABD ve Çin arasındaki gerilimin artması birçok kiÅŸinin tahmin ettiÄŸinden daha kısa bir süre içinde küreselleÅŸmenin çözülmesi sürecini hızlandırdı. Bu eÄŸilimin tersine dönmesi beklenmiyor. Hem Çin’de hem de dünyada önde gelen teknoloji ÅŸirketlerinin yönetim ekipleri iÅŸleri üzerinde çok somut etkileri olacak yeni gerçeklikle yüz yüze geliyorlar: ABD ve Çin’in ekonomileri, teknoloji eko sistemleri birbirlerinden ayrışmaya doÄŸru gidiyor.
Jeopolitik sorunlar bir kenara bırakılsa bile küresel teknoloji ÅŸirketleri Çin’i görmezden gelemezler. Sunucu, ÅŸebeke, PC ve akıllı telefon ürünlerindeki küresel talebin %25’e kadar olan bir kısmı Çin’den geliyor. Bu ülkede birçok teknoloji ürününün tüketimi küresel ortalamaların en az iki misli daha hızlı artıyor.
Ayrışma süreci Çin’de, ABD’de ve diÄŸer ülkelerde teknoloji liderlerini tedarik zincirlerinin, ürünlerinin, müÅŸterilerinin, çalışanlarının ve hatta organizasyonel sınırlarının geleceÄŸi konusunda zor kararlar almaya zorluyor.
Ayrışma yönünde yürüyüÅŸ devam ederken giderek daha fazla sayıda teknoloji ÅŸirketi ABD ve Çin’le ilgili stratejilerini yeniden gözden geçirecekler. Hem ABD hem de Çin bloklarına satış yapma isteklerini dengelemeye, fikri mülkiyet haklarını korumaya ve rakiplerinden daha fazla büyümeye çalışacaklar. Bu son derece karmaşık bir süreç, ama ödülü büyük ve küresel bir teknoloji pazarına eriÅŸimin devam etmesi olacak.
Teknolojide BirleÅŸme ve Satın alma: Hem satın alma hem de inÅŸa etme kritik öneme sahip
GeçtiÄŸimiz beÅŸ yıl içinde teknoloji sektöründeki birleÅŸme ve satın almaların temel tezi deÄŸiÅŸti. 2019 yılında teknoloji sektöründeki birleÅŸme ve satın almaların %82’sini kapsam geniÅŸletme anlaÅŸmaları oluÅŸturdu. Kapsam anlaÅŸmalarında satın alan ÅŸirket hızlı büyüyen iÅŸ segmentlerine giriyor, yeni yetkinlikler, yetenekler veya fikri mülkiyetler kazanıyor ve gelecekteki büyümesini güvence altına alıyordu. Kalan %18 ise ölçek anlaÅŸmalarıydı; ÅŸirketin pazardaki konumunu güçlendirmek ve maliyetlerini azaltmak hedefleniyordu.
Oysa beÅŸ yıl öncesine kadar kapsam anlaÅŸmaları ve ölçek anlaÅŸmaları kabaca aynı oranlara sahipti.
GörülmemiÅŸ ölçülerde teknoloji geçiÅŸleri, rekabet sınırlarının deÄŸiÅŸmesi, müÅŸteri beklentilerinin artması ve yetenekler için verilen vahÅŸi mücadele karşısında kendilerini konumlandırmak isteyen ÅŸirketler, bunun bir yolu olarak kapsam anlaÅŸmalarına dönüyorlar.
Kapsam anlaÅŸmalarının artmasının ikincil bir nedeni ise yapısal. Bugünlerde ölçek büyütmek için yapılacak satın almalar konusunda daha az fırsat var, çünkü teknoloji sektörü yüksek oranda konsolide oldu. Yarı iletkenler ve yazılım gibi segmentler yıllar süren konsolidasyon sürecinden geçtiler. Bulut hizmetleri gibi diÄŸer alanlarda ise kazananların sayısı diÄŸer segmentlerden çok daha düÅŸük olma eÄŸiliminde.
Kapsam geniÅŸletmeye yönelik birleÅŸme ve satın almalardaki artış eÄŸiliminin hızlanması bekleniyor. Teknoloji sektöründeki birleÅŸme ve satın alma anlaÅŸmaları COVID-19 pandemisi ve sıkışan kredi pazarları nedeni ile bu yılın ikinci çeyreÄŸinde durma noktasına geldi. Ancak ortam yeni birleÅŸme ve sayın alma faaliyetleri için uygun. Birçok teknoloji ÅŸirketinin hisse fiyatları son yaÅŸanan ekonomik durgunlukta güçlü kaldılar ve bu ÅŸirketler büyük miktarlarda nakite sahipler. Bu kaynaklar çekici satın almaları fonlayabilir.
“Teknoloji sektöründeki sismik sarsıntılar hiç yavaÅŸlama belirtisi göstermiyor,” diyen Bain & Company Türkiye Finansal Kurumlar Lideri Emre Demircan ÅŸöyle devam etti: “EÄŸer oyunda önde olmak istiyorlarsa temel strateji tasarımından tedarik zincirinin yeniden biçimlendirilmesine, jeopolitik gerilimlerden teknolojinin toplumdaki rolünün sorgulanmasına kadar uzanan pek çok alanda teknoloji yöneticilerinin yaratıcı düÅŸünmesi ve hızlı hareket etmesi gerekiyor.”